close
AlmanyaAvrupa

Bir “CHRISTMAS MARKET” Masalı

Çoğunuzun masmavi denize karşı uzandığı sıcacık kumsallarda bu yazıyı okurken başlığa bakıp “Saçmalama ne yılbaşısı, daha çok var” dediğinizi duyar gibiyim. Ama Kurban Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tatili bittikten sonra, yılın son günlerinde ufak bir kaçamak daha yapmak isterseniz şimdiden planlarınızda yer alması gereken bir destinasyon önerim var: Leipzig!

IMG_9105

Şahsen yılbaşı ruhunu, ortalıkta dolasan kırmızı & yeşil renkleri, kar kürelerini ve noel babaları hep çok sevmişimdir. Yeni başlangıçlar, geçmişe vedalar, dilek listeleri, paket paket hediyeler!

İtiraf edelim, bu aslında yurt dışında çok daha yaygın olan bir gelenek. Elbette biraz da dini inanışlar dolayısıyla. Biz ise sadece yeni yıl geçişinin kutlandığı, öncesindeki bir haftada ise ekonomimizi canlandırmak için alışveriş merkezlerimizin süslendiği bir ülkede yaşıyoruz. Oysa noel ve yeni yıl, yurt dışında tüm ruhuyla birlikte Kasım sonlarında başlayıp Aralık sonlarına kadar devam eden bir gelenek. İşte ben bu n. Özellikle Berlin veya Viyana gibi büyük şehirlerde bu marketleri gezmek istemedim. Hem hafta sonu rahatlıkla gezip bitirebilecek olmam, hem de THY’nin direk uçuşlarının olması sayesinde bir anda kendimi 19-20 Aralık tarihlerine bilet almış olarak buldum. Otel olarak da merkezde yer alan ve sizlere de kesinlikle tavsiye edebileceğim Ramada Hotel Leipzig City Centre‘da kaldım.

Peki, bu Leipzig neresi?

Leipzig, Almanya’nın Saksonya Eyaleti’ne bağlı 500.000 nüfusu aşkın iki büyük şehirden (diğeri Dresden ) biri. Aslında bir Slav kasabası olan ve Lipsk adı ile bilinen tarihi yerleşimin, zamanla ticaret merkezine dönüşmesi sayesinde bugünkü kent ortaya çıkmış. Kentin kültürel bir merkez olması ise 16 yüzyılda gerçekleşmiş. Edebiyatın kalbinin attığı, genç Goethe’nin eğitim gördüğü bir üniversite şehri olması ise 18 yüzyıla denk düşüyor.

Ünlü klasik müzik bestecisi Mendelssohn ve Wagner da bir biçimde kentle ilişki içinde olmuş. Ünlü Lüteriyen Kilisesi Thomaskirche’nin koro şefliğini yürüten Bach ise hiç kuşkusuz kentin bu alandaki en önemli figürü.

Thomaskirche Kilisesi

Soğuk savaşın bitiminden sonra Leipzig, Almanya’nın en turistik yerlerinden biri olma yoluna girmiş. Bugün Leipzig’in her yanına hakim olan; canlı, bir çok etkinlik ve gezilesi yer ile dopdolu, çok yönlü kent imajı böylece ortaya çıkmış. 26 platformu ile Leipzig Merkez İstasyonu, Avrupa’nın en büyük terminallerinden biri. Birçok küçük istasyonun yerine 1915’te açılmış. 1998 yılında bugünkü modern görüntüsüne kavuşmuş istasyonun 30 bin metrekareyi varan alanında 140 dükkan bulunuyor. Almanya’nın en geniş tramvay ağlarından biri Leipzig’te hizmet veriyor. 15’ten çok rotada işleyen bu hizmet dışında, 3 yer altı metrosu ve 30 kadar otobüs hattı kentin dört yanını sarıyor. Ayrıca haftalık dolaşım kartları veya aile biletleri ile yolculuk etme gibi olanaklar bulunuyor.

O zaman başlayalım:

19 Aralık cumartesi Atatürk Havalimanı kalkışlı 08:40 uçağı ile yaklaşık 2 saat suren bir yolculuk ile Leipzig’e vardık. Maalesef ben İtalya Schengen’i ile Almanya’ya girmeye teşebbüs ettiğim için yaklaşık 30 dk. sınırda takıldım. Bu uzun bekleyişten sonra insafa gelen gümrük memurunu geçerek valizlerimizi aldık ve bir taksiye atlayıp hızlıca otelimize gittik. Daha önce dediğim gibi otel tam merkezde. Özellikle benim gibi ufak bir hafta sonu kaçamağı yapmak istiyorsanız otelinizin gidiş gelişlerde size vakit kaybettirmeyecek yakınlıkta olması çok önemli bir artı.

Saat 12:00 civarı Leipzig’in ünlü Christmas Market’ini gezmeye başlamıştık bile! Saat 17:00’ye kadar sayısız yılbaşı süslerinin, sıcak şarapların, kokusu sokaklara yayılmış şekerlemeli fındıkların, cevizlerin, ister domuz eti ister dana eti fark etmez sayısız sosislerin ve tabii ki Alman biralarının olduğu panayır gibi renkli açık pazar tezgahları arasında kaybolduk. İstiklal Caddesi gibi, sıra sıra tezgahların olduğu önlü arkalı iki uzun cadde aslında bütün olayların geçtiği yer. Bu caddeleri birbirine bağlayan yan sokakları da dahil edersek keşfetmesi çok kolay bir rotaya sahip Leipzig Christmas Market. Sadece açık tezgahlar değil pek çok global markanın mağazasını da bu caddelerde bulabilmeniz mümkün.

Marketi ana hatları ile gezdikten sonra öğle yemeği hakkimizi lezzetli bir alman birası ve sosisli ile değerlendirdik. Yorulunca da bir başka meşhur lezzet olan kahvelerini deneyimlemek için eski bir kahveci/pastane karışımı J.J Darboven 150 Jahre’ye gittik.

J.J Darboven 150 Jahre

İki katlı, küçük yuvarlak masaları ve vitrinde yer alan kocaman kat kat pastaları ile gerçekten ne yiyeceğimizi şaşırdık. Cama yakın büyük bir masaya oturarak hem kahvelerimizi içtik hem de Leipzig’in meşhur tatlısı Die Leipziger Lerche – Leipzig Tarla Kuşu Lerche’yi yedik. Tatlının ilginç bir hikayesi var. Rivayete göre, tarla kuşunun etinden yapılan bir yemek erkeklik gücünü arttırıyormuş. Bunun üzerine 1700’lü yıllarda zavallı kuş nesli tükenecek kadar çok avlanmış. Bunun üzerine bir pastacı o kuşa benzeyen bir tatlı yaparak durumu kendi lehine çevirmiş. Kuştan umudunu kesen erkekler de çareyi bu tatlıyı tüketmekte bulmuş. Yoğun badem ezmesi tadı olan dışı hamurlu lezzetli bir tatlı, kahvenizin yanında mutlaka denemelisiniz.

Die Leipziger Lerche

Sonrasında isterseniz St. Nicholas Kilisesi, ünlü besteci Bach’ın hem evinin hem de müzesinin olduğu Bach House ve yine Bach’ın koro şefliğini yürüttüğü Thomaskirche Kilisesi’ni gezebilirsiniz. Biz buraları da hızlıca gezdikten sonra elimiz kolumuz aldığımız hediyelikler, eve götürmek için pişirmeye hazır sıcak şaraplar, sayısız kekler, gingerbread cookieler ve şekerlemeler ile otelimize döndük. O kadar yürümenin üzerine yaklaşık 1 saat dinlenip aksam yemeği için tekrar dışarı çıktık.

Leipzig’in Saksonya mutfağını tadabileceğiniz en ünlü restoranı Auerbachs Keller. Önceden mutlaka rezervasyon yapmanız gerekiyor, biz maalesef yer bulamadık. Ama yine de bir onun kadar lokal ve gerçekten kırmızı pötikareli masa örtüleri ile bize harika bir deneyim sunan Zill’s Tunnel isimli restorana gittik.

Zill’s Tunnel

Üç kişi bir başlangıç, üç çorba (içtiğim en lezzetli çorbaydı) ve iki ana yemek ile soframızı donattık. Et, sebze ve patates püresinden oluşan kocaman tabaklar sadece Saksonya değil bütün Alman mutfağının değişmez dinamikleri bence…Çorba kremalı bir sebze çorbasıydı dayanamadım sordum “kolrabi” diye oraya özgü bir sebzeymiş. Çorbadan sonra alman ekmeği üzerine yağlı ve peynir bir karışım sürülmüş bol malzemeli domuz eti geldi. Aslında krem peynir sürülmüş jambon gibiydi tadı.

Ana yemekler hem doyurucu hem lezzetliydi. Kocaman tabaklarda dana eti rosto, yanında üzeri tereyağlı ekmek kırıntılı patates püresi ve bol sote/haşlanmış sebze ile bunların üzerine eklenmiş lezzetli bir et suyundan yapılmış sos…mis gibiydi gerçekten. Biz içecek olarak yanına Alman birası aldık.

Maalesef hesabı hatırlamıyorum ama kişi başı 15 – 20 €’yu geçmedi.

Ertesi gün…

Aksam yemek sonrası sokaklarda son bir defa dolaşırken ertesi gün kahvaltısı için (biz otelde almak istemedik, tercihimizi lokal kahvaltıdan yana kullandık) 1989’dan bu yana hizmet veren tarihi Cafe Kandler’de 3 kişi için rezervasyon yaptık.

Cafe Kandler

Bence rezervasyon şart değildi ama küçük 4-5 masalı bir yer olan Cafe Kandler’de biraz kalabalık olduğumuz için yerimizi garantilemek istedik. Burada 3 kişiye yeteceğini düşündüğümüz, içinde çeşitli alman peynirleri – füme somon – yumurta – havyar ve jambonların olduğu set bir menü aldık. Yanından şampanya ikramı ile gerçekten muhteşem bir kahvaltı yaptık.

Kahvaltı sonrası hızlıca son bir tur daha yapıp, 17:30 uçağımıza yetişmek üzere havalimanına doğru yola çıktık.

Kıssadan hisse: Geçen sene yaptığımız bu turu gelenekselleştirmek için bu sene yine ayni dönemlerde yeni bir Christmas Market rotası belirledik: Colmar! Henüz biletleri almadık ama rotamız, tarihimiz ve nasıl gideceğimiz netleşti. Sadece havayollarının kampanya yapmasını bekliyoruz.

Küçük bir not: Biletlerinizi almadan önce internetten mutlaka Christmas Market’lerin başlangıç ve bitiş tarihlerine bakin bazen 24 Aralık’ta sona eren pazarlar olabiliyor. Eğer Berlin-Viyana gibi büyük şehirlere gitmiyorsanız, yapacak alternatif şeyler olmadığı için sıkıntı yasayabilirsiniz.

Tags : AlmanyaavrupageziLeipzigLeipzig Christmas MarketLeipzig Gezi RehberiNoelseyahat
travelbakery

The author travelbakery

Leave a Response

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.