close
AvrupaYunanistan

Rodos Mutluluğu

Kurban bayramı yaklaşırken Ege kıyılarına yakınlığı ile bilinen ve ekonomik bir alternatif olduğunu düşündüğüm, on iki adaların en büyüğü olan Rodos seyahatimden söz etmeye karar verdim. Tarihi, plajları ve çılgın gece hayatı ile dolu dolu yaşadığım 3,5 günü paylaşmak benim için oldukça heyecan verici. O halde eskilerin dediği gibi lafı dolandırmadan yazmaya başlayalım!

Neden Yunanistan, Neden Rodos?

Yunanistan hayranı olduğumu Simi Adası yazımda altını çize çize belirtmiştim. Kültürü, insanları, müzikleri ve yemekleri ile kendime çok yakın bulduğum Yunan adalarından bir çoğuna komşu olmamız, özellikle kısa ve ekonomik kaçamaklar için çok elverişli.

İlla ki hatırlayanlar vardır, ilköğretim ve lise kitaplarının arka sayfalarında Türkiye haritaları olurdu. Rodos, Muğla’nın hemen karşısında duran haliyle hep gözüme takılır ve nasıl bir  yer olduğuna dair hayallere dalmamı sağlardı. O yıllarda bu adayı göreceğimi düşünemezdim ama hayal ettiklerinize dikkat edin derim, er ya da geç gerçekleşiyor!

Benim bu adayı tercih etmemdeki en büyük neden, ekonomik ve kaliteli bir tatil yapmak istememdi. Rodos dışında Sakız, Patmos, Kos gibi seçenekler de mevcuttu ancak oldukça büyük olduğundan ve hem deniz hem de kültüre doymak istediğimizden 4 arkadaş Rodos’ta karar kıldık ve İstanbul’dan arabamız ile Marmaris’e doğru yola koyulduk.

atrium_platinum_location_9

Nasıl Ulaştık?

Rodos’a İstanbul’dan hava yoluyla Atina aktarmalı olarak ulaşabiliyor. Biz ise adaya daha ekonomik fakat biraz daha zahmetli ulaşım yolu olan araba ve sonrasında feribot ile geçişi tercih ettik. İstanbul’dan Marmaris’e bayram dönemi olması sebebi ile 14 saatte ulaştıktan sonra arabamızı Marmaris limanında park ettik ve feribot için check-in işlemlerini hallettikten sonra feribota bindik. Türkiye’den 45 dk gecikmeli olarak kalkan ve yaklaşık 1 saat süren feribot yolculuğu sonrasında Rodos limanına ulaştık.




Rodos’u daha iyi anlamak için kısa bilgilendirmeler

Rodos limanından inince eski şehrin surları karşınıza çıkıyor. Rodos merkezini kısaca tarihin izlerini taşıyan Eski Şehir (Old Town) ve güncel yerleşim birimi olan Yeni Şehir (New Town) olmak üzere ikiye ayırabiliriz. İki şehir arasındaki mesafe yürüyerek 15-20 dk, taksi ya da araç ile 5-10 dk sürüyor. Rodos merkezde yer alan ünlü Elli Plajı (Elli Beach) yeni şehre daha yakın.

Kısaca Rodos Tarihçesi

Sırasıyla Romalılar, Saint John Şövalyeleri , Osmanlılar ve İtalyanlar’ın egemenliğinde olan bu adada her gelen toplum, kendi kültürel ve tarihi miraslarını bırakmış. Adanın en meşhur bölgesi olan”Eski Şehir”,  St John Şövalyeleri, diğer adıyla Rodos/Malta Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. Ada yaklaşık 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldığı için, özellikle bu bölgede birçok camiye, mekteve ve medreseye rastlamanız mümkün.

Nerede kaldık?

Seyahatimizin ilk üç günü Rodos, sonraki iki günü Simi‘de, son günü tekrar Rodos’ta geçtiği için Rodos’ta iki ayrı otelde kalarak karşılaştırma yapmak istedik. Açıkçası kaldığımız iki otel de gerçekten çok ekonomik, temiz ve konforluydu.

Siz de bizim gibi dört ya da maksimum 5 kişi seyahat ediyorsanız, tek daire içerisinde çift odaları olan, deniz manzaralı Rodian Gallery‘i tercih edebilirsiniz. Otel lokasyon olarak eski şehir ve yeni şehrin ortasında (yeni şehre biraz daha yakın), ünlü Rodos Casino’suna 100 mt mesafede ve Rodos merkezdeki ünlü Eli Plajının hemen karşısında bulunuyor.

Simi’den döndüğümüz gün ise bir aile işletmesi olan Anastasia Hotel‘de kaldık. Otel 1920’li  yıllarda Rodos İtalya hakimiyetindeyken İtalyan’lar tarafından yapılmış, şu an karı koca bir çift tarafından işletiliyor. Otelin işletmecilerinden Mihalis oldukça esprili ve sıcak bir insan. Şahsen ben kendisi ile konuşurken çok eğlendim. Otelin bahçesinde 2 dişi, 1 adet erkek kaplumbağa ve birden fazla kaplumbağa yavrusu yaşıyor. Bu durum sizi korkutmasın, kendi köşelerinde tatlı tatlı takılıyorlar.

Rodos’ta şehir içi ulaşım

Rodos’un yüz ölçümü gereği ulaşım için araba kiralamanızı öneririm. Lokal kiralama firmaları oldukça yaygın, fiyatlar ise ekonomik denilebilir. İki gün için düz vitesli Nissan Micra’yı sigorta dahil 90 €’ya kiraladık. Biz dört kişi olduğumuz için fiyatlar makul geldi. Önceden organize etmenize bence gerek yok, kiralayacağımız gün firmaya gittik ve arabamızı alıp yola koyulduk.

Diğer ulaşım alternatifi  olan taksi ve otobüs ile de merkezin dışındaki yerlere gidebilirsiniz. Faliraki, Kalithea gibi merkezden 20 km uzaklıktaki yerlere taksi ile ulaşım 60 € tutarken, 50 km uzaklıktaki Lindos’a ulaşım maliyeti 90 €’yu bulabiliyor.  Merkezdeki taksi duraklarında yer alan büyük tabelalardan fiyatlara bakabilirsiniz.

Nereleri gezdik?

Rodos’un tarihi kadar koyları ve plajları da meşhur. Rodos merkezden, adanın güneyindeki Lindos’a kadar ziyaret edilebilecek yerleri detaylandırmaya çalıştım:

Eski Şehir (Old Town)

Turistlerin en çok ilgisini çeken UNESCO’ un Dünya Kültür Mirası Anıtları listesinde yerini alan “Eski Şehir”, 6 kapıdan oluşan bir kalenin içerisine konumlandırılmış. Bana bir miktar Dubrovnik eski şehrini anımsatsa da kiliseleri, camileri, meydanları, hediyelik eşya satan dükkanları ile bu bölgeye Ortaçağ ve Osmanlı’nın sentezinden oluşan değişik bir atmosfer hakim. Eski şehir o kadar büyük ki  hakkını vererek gezmek için en az 1 tam gün ayırsanız anca biter. Sıcaklık parametresini ele aldığınızda gündüz vakti gezmek gerçekten yorucu olduğundan gece gezmeyi tercih ettik. Şövalyeler sokağını, Grand Masters Sarayını, Meryem Ana kilisesini ve de tavernaları ile ünlü olan Hipokrat Meydanı eski şehirde görülebilecek yapılar arasında yer alıyor.

stock-photo-18819491

Elli Plajı (Eli Beach)

İlk gün Rodos eski şehrine yürüme mesafesinde, otelimizin ise hemen karşısında bulunan Elli plajında zaman geçirmek istedik. Plaj şeridi oldukça uzun, denizi ise bana göre Rodos’un diğer koy ve plajlarına nazaran biraz alt sıralarda yer alsa da temiz ve güzel bir plaj olduğunu söyleyebilirim. İki şezlong ve şemsiye için toplam 10 €  ödedik, siz dilerseniz havlunuzu yere serip takılabilirsiniz.

Elli Plajı; masaj yapmak isteyen, bazıları ısrarcı, bazıları ise kendi halinde olan uzak doğulu ablalarla doluydu. Daha önce Thassos adasında Aliki Plajında aynı şekilde masaj yaptırıp çok memnun kaldığım için bu fırsatı kaçırmak istemedim ve aklıma yatan Tayland’lı bir kadına sırt ve baş masajı yaptırdım. Thai masajı sertliği ile ünlü sanırım, biraz can yaksa da tüm kulunçlarımın açıldığını hissettim ve gerçekten çok memnun kaldım. 15 €’ya 25 dk lık masajı yaptırıp pamuk gibi çıkabiliyorsunuz plajdan. Rodos’ta 3 ya da daha fazla gününüz varsa her günü bu plajda değerlendirmemenizi öneririm, 1 gün yeterli gelecektir.

Therme Kallithea (Kallithea Springs)

Yalnızca turkuaz rengi cam gibi dibi görünen suyu ile değil, çakıl taşlarından yaratılan mozaik döşemeleri, enteresan mimarisi ve bahçeleri ile 1930 yılında İtalyan bir mimar tarafından  termal (bizdeki kaplıca mantığı) olarak inşa edilen bu yapı Rodos’un belki de en güzel noktası olarak hafızamda yerini aldı. Rodos merkez’den araba ile 15-20 dk’lık bir sürede varabileceğiniz bu mekanda yemekleri ve içecekleri ile oldukça kaliteli hizmet veren bir tesis bulunuyor. Girişi 3 € olan bu tesisteki şezlonglarda yer bulmak için çok erken gitmeniz gerekiyor. Biz 11:00’da gitmemize rağmen şezlonglarda yer bulamadık. Deniz gerçekten çok keyifli, Rodos’ta gördüğüm en güzel deniz diyebilirim.  Hollywood’un bile ilgisini çeken bu mekanda düğün organizasyonları da yapılıyor, biz bir tanesine şahit olduk, gayet keyifliydi.

Anthony Quinn Bay

Merkezden 20 km mesafede Ladiko bölgesinde bulunan bu koyu bulmakta biraz zorlansak da karşılaştığımız turkuaz rengi deniz manzarası gerçekten çok hoştu. Anthony Quinn’in başrolünde oynadığı,“The Guns of Navorone” filmi burada çekildikten sonra meşhur olan bu koyun kenarları kayalık olsa da berrak suyu için muhakkak ziyaret edilmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Plajdaki tesis çok kaliteli değil ancak buz gibi karpuzu sayesinde baya serinledik.

antony_quinn

Lindos

Rodos merkezden güneye 50 km kadar inince Lindos’a ulaşıyorsunuz. Lindos, Rodos merkez kadar büyük olmasa da uzun plaj şeridi, kalesi, bembeyaz küçük evleri ve daracık sokaklarıyla ile konaklamak isteyenler için çok güzel bir alternatif. Merkeze uzak olması ve çok daha sıcak olmasını göz önünde bulundurarak tercih yapmanızı öneririm. Biz merkeze uzak diye yalnızca bir akşam üstü ziyaret ettik.Vaktimiz olmadığından Lindos kalesini ziyaret edemedik. Eşeklerle kalenin yakınına kadar çıkmak mümkün olsa da kişisel olarak hayvanların bu şekilde kullanılmasını desteklemiyorum. Dar sokaklarında gayet eğlenceli barları olan Lindos’un gece hayatı oldukça renkli. Sevenlere duyurulur.

lindos-blue-sky-studios

Stegna

Rodos merkezden Lindosa giderken gidilebilecek diğer bir lokasyon ise “Stegna” plajı. Sahili diğer yerlere göre nispeten daha sakin. Biz Stegna’da sevimli bir deniz ürünleri restoranında yemek yedik. Kuzey’den Güney’e inerken karnınız acıktığında gidebileceğiniz hoş bir alternatif olabilir, yine de vaktiniz sınırlıysa pas geçebilirsiniz.

Gece Hayatı

Gece hayatı denilince Rodos’u Eski Şehir ve Yeni Şehir olmak üzere ikiye ayırmam gerekecek. Yeni Şehir’de gece hayatı yaş aralığı 20-30 arası iken, Eski Şehirde ortalama yaşlar 30 ve üstü. Yeni şehirdeki mekanlarda çok fazla kalite beklememek gerekiyor (Colorado hariç). Özellikle Orfanidou bölgesindeki gece kulüplerinin bulunduğu sokaktan geçerken herkes sizi içeri davet etmek isteyecektir, şaşırmayın. Canlı müzik dinlemek isteyenler için “Colorado” isimli barı öneriyorum. Grup, 2 erkek, 2 kadın, 1 kemancı ve 1 rapçiden oluşuyor ancak sahneye teker teker çıkıp  performanslarını sergiliyorlar. Farklı bir performans izlemek isterseniz elektro keman çalan hanım efendiyi vaktiniz varsa dinlemenizi öneririm. Eski şehirde ise Reina şıklığında hatunlara rastlamanız mümkün. Seviye bir tık daha yüksek. Tercih size kalmış.

Bunun yanı sıra rembetiko tarzı Yunan gecelerine de dahil olabilirsiniz. Buzuki, darbuka ve insan sesi üçlemesi, Yunan sirtakisi birleşince gerçekten çok keyifli bir ortam oluyor. Yerinde bu tecrübeyi yaşamanızı öneririm.

colorado-2

Neler Yedik? 

İlk gün Foursquare’den yeni şehirde bulunan”Tamam” isimli restoranın yüksek puanlarını görüp heyecanla yola koyulduk. Restorana ulaştığımızda ise kapının önündeki uzun sıra için kokteyl dağıtan işletmecileri görüp direk vazgeçtik. İyi ki de öyle yapmışız çünkü az ilerisindeki “Tomas Taverna” isimli sevimli yeri pas geçecektik.

Sipariş vermeden Tomas (işletmecisi) bizlere şarap ve ouzo ikram etti. Kalamar, ahtapot, midye ve tüm bunların kombinasyonlarından oluşan menüden seçim yapmak oldukça zor oldu. Porsiyonlar gerçekten çok büyüktü, Yunanlar bol kepçe dağıtıyorlar. Gelen porsiyonlara bakıp şaşırdığımızı gören Tomas, “Söz konusu Türk’ler ise porsiyonları 3 kat büyütüyorum” şeklinde bir yorum yaptı ki gerçekten Türkiye’deki ölçülerle kıyaslanamazdı. O kadar doyduk ki tabağımızdakilerin 3/4’ünü bitiremedik ve 4 kişi toplamda 60 € hesap ödedik.

thomas-taverna

Tomas Taverna dışında yine yeni şehirde bulunan “Niko’s Taverna” ve “James” isimli iki ayrı mekanda daha akşam yemeği yedik. Porsiyonlarının büyüklüğü normal seviyelerde, lezzetli ancak nispeten biraz daha pahalı yerlerdi. Bir önceki Tomas’ın yerindeki siparişimizden ders alıp az sayıda yemek söylememize rağmen 4 kişi için ortalama 60-70 € hesap ödedik.

IMG_7711

Rodos’ta geçen 3,5 günü özetleyecek olursam; 

İlk gün: Gündüz; Elli Beach /Gece; Yeni şehir gece hayatı

İkinci gün: Gündüz; Therme Kallithea, Stegna, Lindos/ Gece: Lindos devam

Üçüncü Gün: Gündüz: Anthony Quinn Bay/ Gece: Eski Şehir (Old Town)

Son gün (adadan dönüş) Gündüz: Otel bahçesinde kahvaltı, Yeni Şehir alışveriş ve Feribot iskelesinden Marmaris’e dönüş

Son olarak öneriler:

  • Feribot ve sonrasında zamanı kısıtlı olanlar için dikkat! Bayram dönemi gidecekler  feribotların çok kalabalık olduğunu unutmasın. Rodos limanında pasaport kontrolünden hızlı bir şekilde geçmek istiyorsanız, çıkış kapılarının yakınına oturmanızı öneriyorum. Yunan polisler kontrolde biraz yavaş oldukları için, uzun sıralar beklemeniz ne yazık ki mümkün!
  • Araba kullanıyorsanız eğer Rodos merkezden Lindos’a kadar gezilecek bir çok alternatif var. Zamanınız azsa özellikle Kalithea, Ladiko ve Lindos’u tek bir günde her birinde bir kaç saat kalarak ziyaret edebilirsiniz.
  • Yunan tavernalarını mutlaka ziyaret edin. Bizdekilerin 3 katı olan midyelerden yemenizi öneririm

Bayram dönemi ya da herhangi bir zamanda Rodos’u ziyaret etmek isteyenlere yardımcı olabilirim. Yorum bölümünden bana ulaşabilirsiniz. Sevgiler…

Tags : Rodos AdasıRodos Gezi RehberiRodos Rehberiseyahat rehberiyunanistanYunanistan Rehberi
mija

The author mija

3 yorum

  1. Merhaba,
    Biz de Ramazan bayramında Rodos’a gitmeyi düşünüyoruz ancak çok mu kalabalık olur, kalabalık sıkar mı, Yunan Adasında değil de Türkiye’de gibi mi hissederiz gibi endişelerimiz var. Siz de bayramda gitmişsiniz, nasıldı acaba?

    1. Merhabalar,

      Rodos Türkiye’ye yakınlığı nedeni ile bayram döneminde oldukça rağbet gören bir ada ve etrafta çok fazla Türk turiste rastlamak mümkün. Türkiye’den gidişte feribot oldukça yoğun ancak ada oldukça büyük olduğundan kalabalık çok göze batmıyor. Yunan adası konsepti olan beyazlı mavili evler bu adada olmasa da kendinizi Yunanistan’da hissedeceğinize eminim. Biz çok memnun kaldık, tavsiyem bir araba kiralayıp yazımızda belirttiğimiz yerlere uğramanız olacaktır.

Leave a Response

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.