close

Çek Cumhuriyeti

Çek Cumhuriyeti

Ortaçağdan Günümüze: Prag Gezi Rehberi

Prag Gezi Rehberi başlıklı veya Çek Cumhuriyeti ile ilgili yazılarda ‘Ortaçağ’ kelimesi sanki bir klişeymiş gibi sürekli karşımıza çıkar. Bizim de Çek Cumhuriyeti ile ilgili bir önceki yazımızın adı da Ortaçağ Kaçamağı: Cesky Krumlov olmuştu. Ancak aslında bu kesinlikle bir klişe veya düzkalıp bir tanım değil, söz konusu Çek Cumhuriyeti olunca ‘ortaçağ’ kelimesi gerçekten tam manasıyla cuk oturuyor.

Prag, ülkemize yakınlığı ve Orta Avrupa turlarında uygun bir seçenek olması nedeniyle Türk vatandaşlarının en çok tercih ettiği yurtdışı destinasyonlarından biri. 2012 yılında ilk yurtdışı seyahatim bir Orta Avrupa turu olduğu için benim de yurtdışında ilk gittiğim şehirlerden biri. İlk gittiğim yerlerden biri olması nedeniyle mi bilinmez, Prag beni her zaman bir başka büyülemiştir. Bu sebeple bu sene ikinci kez gittiğimde o büyülü havayı yakalayıp yakalayamayacağıma dair bir merak içindeydim. Açıkçası o ilk havayı yakalayamadığım bir gerçek ancak Prag’ın gene de büyülü bir şehir olduğu gerçeği değişmedi. O zaman gelelim detaylı Prag Gezi Rehberi’mize.

Havalimanından Ulaşım

Uçaktan indik, Çek Cumhuriyeti topraklarına ayağımızı bastık. İlk belirlememiz gereken şey havalimanından şehre nasıl ulaşacağımız. Genel olarak can sıkıcı masraflara mal olan havalimanı ulaşım Prag’da o kadar da canınızı sıkmayacak. Airport Express adında 30 dk bir kalkan otobüslerle şehir merkezine 30-40 dk arasında ulaşmak gibi bir şansınız var ki bilet fiyatları sadece 60 Çek Kronu. Bu da yaklaşık 2,25 € demek. Bilet ücretini Çek Kronu olarak otobüsün sürücüsüne ödeyip otobüse atlayabiliyorsunuz. Bu otobüsler ile Prag’ın ana tren istasyonu Hlavni Nadrazi’ye ulaşabilir, oradan da gideceğiniz yere göre metroyla veya yürüyerek istediğiniz yere ulaşabilirsiniz.

Konaklama Şeysi

Prag’da çok şehir dışına çıkmadıkça aslında her yere yürüme mesafesinde olacaksınız. Konaklama için eski şehir, Mustek metro istasyonu etrafında bir yer veya Charles Köprüsünün diğer ayağı olan Mala Strana bölgesini tercih edebilirsiniz. Biz tam Wenceslas Meydanı ile Eski Şehir arasında kalan Jindrisska adlı bir caddede bir ev tercih ettik ve her yere yürüyerek ulaşabildik. 4 gece için 4 kişi kaldığımız ev için yaklaşık 900 TL ödemiştik, kişi başı gecelik 56 TL’ye denk geliyor ki bu da böyle merkezi bir yerde güzel bir ev için gayet ideal.

Prag Gezi Rehberi

Döviz Bozdurma ve Komisyon Sorunsalı

Prag Gezi Rehberi’mizin en önemli konularından biri para birimi. Çek Cumhuriyeti, her ne kadar Avrupa Birliği ülkesi olsa da ülkenin ekonomik durumu nedeniyle daha € para birimine geçmiş değil, ülkenin yerel para birimi Çek Kronu. Türkiye’de bulmanız sıkıntı olan bir para birimi olduğu için de € ile gidip orada bozdurmak durumunda kalıyorsunuz, ancak dikkat: Genel olarak dövizciler komisyon alıyor. €‘u düşük kurlardan çevirip üzerine yüksek komisyon alan bir dövizciye denk gelmeniz çok olası. Bu sebeple 0 komisyon yazan dövizcileri aramanızı öneriyoruz.

İlk olarak havalimanında otobüse binmek için yanınızda kron olması gerekeceğinden burada biraz komisyon yemek zorunda kalacaksınız, bu sebeple havalimınında 10 – 20 € dan fazlasını bozdurmamanızı öneririz. Şehre geldiğinizde eğer bir döviz bürosunun önünde sıra görüyorsanız büyük ihtimal orası komisyonsuz ve iyi kurdan bozduran bir döviz bürosudur, paralarınızı buralarda bozdurabilirsiniz. Bir de küçük bir öneri, eğer harcayacağınızdan emin değilseniz yüksek tutarlarda bozdurmanıza gerek yok. Sonra o döviz büroları 50 – 100 eur dan aşağı banknot yok diyip cebinizde kalan kronları almayabiliyor ve kalan paranızı bizim gibi markette abur cubura yatırabilirsiniz.

Bütçe Mevzuları

Çek Cumhuriyeti, € bölgesi olmadığı için Avrupa’daki birçok ülkeye göre daha uygun. Bu da demek oluyor ki gezinizi çok düşük bütçelere mal edebilirsiniz. Konaklama kısmında da bahsettiğim gibi, 4 günlük konaklama 225 TL’ye mal oldu. Dört gün için biz tam 100 € civarı bozdurduk ve gezi bittiğinde cebimizde halen 20-3o € ‘a denk gelen 500 Çek Kronu bulunuyordu. Tekrardan €’a çeviremediğimiz için onu da markette harcamak zorunda kaldık. Tabii, evde kalmamızın verdiği rahatlıkla kahvaltıları ve 1-2 akşam yemeğini evde kendimiz hazırlamamız bütçeyi biraz daha hafifletti.

Eskiden sadece THY uçtuğu için uçak biletleri biraz pahalıydı ancak artık Pegasus’un da uçuşları bulunduğu için kampanyalar ile uçak biletini de uyguna getirmek mümkün.  Ekim ayı için uçak biletini 270 TL’ye almıştık. Biz dört günlük geziyi 850 TL civarı bir bütçe ile kapadık ancak ortalama bir hesaplama ile vizeniz de olduğunu varsayarsak 2-3 günlük Prag gezinizi 600-700 TL’ye mal etmek mümkün. (Malum döviz kurları biraz arttı.)

Kaç Gün İdeal?

Prag aslında olabildiğince kompakt bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. Düzenli bir planlama ile şehirde görmeniz gereken tüm turistik yerleri tam bir günde bile gezebilirsiniz, ancak çok sıkmaya gerek olmadığı için iki günlük program ideal olacaktır. 3 gün veya daha fazla bir planlama yaptı iseniz de göreceğiniz yerler biraz tekrara girebilir. bu süre Bu nedenle 2 gün sonrası için Prag etrafındaki yerlere bakmanızı öneririz. (bkz. Cesky Krumlov veya Kutna Hora.) Tabii ben şehirdeki tüm müzelere giderim, her şeyi detaylı incelerim diyenlerdenseniz daha fazla vakte ihtiyacınız olabilir.

Prag Gezi Rehberi

Prag Gezi Rehberi için ideal bir program aşağıdaki gibi olabilir…

Gün 1: Eğer sabah uçakla yola çıkıp geldiyseniz öğlen vaktine kadar zamanınız şehre ulaşım, otele yerleş vs ile geçecektir. Sonrasında ilk günü fazla uzaklara gitmeden şehir merkezini gezerek geçirebilirsiniz. Mustek metro istasyonu civarında bir yerden başlamak ideal olacaktır. Buradan yürüyerek Wenceslas Meydanı, Astronomik Saat Kulesi, Old Town Meydanı, Tyn Church, Charles Bridge, Powder Tower ve Cumhuriyet Meydanını gezebilirsiniz.

Gün 2: Gezinize Prag Kalesinden başlayıp Charles Bridge’e doğru uzanan yolda St. Vitus Kilisesi, Golden Lane, St. Nicholas Kilisesi, Kafka Müzesi ve Lennon Wall’ı gezerek Charles Bridge’e bir de diğer yakadan bağlanabilirsiniz. Sizin temponuza göre bu gezi yarım gün de sürebilir tam gün de. Yarım gün sürdüğünü düşünürsek, Charles Bridge’den Petrin Tepesine çıkan teleferike doğru yönelebilir, Prag’ın büyüleyici manzarasını bir de Petrin Tepesinden görebilirsiniz. Petrin Tepesi’nden indiğinizde ise Dancing House’a doğru yürüyüp Avrupa’nın en ilginç mimari yapılarından birini görebilirsiniz.

Prag’da Yemece İçmece

Çek Cumhuriyeti mutfak olarak bize biraz ters kaçan bir yer, o nedenle yemek konusunda biraz zorlanmanız olası. Genel olarak tüm yerel mutfak domuz eti üzerine ve en lüks restorana gitseniz bile ağır bir koku sizi karşılayabilir. Bu sebeple Prag Gezi Rehberi’mizde bizin de fazla önerebileceğimiz bir mekan bulunmuyor yemek konusunda. Ancak bira seviyorsanız, çok doğru bir yerdesinisiz.

Onlarca, hatta yüzlerce bira çeşidi bulabileceğiniz bir mekan önerimiz var şimdi; Prague Beer Museum. Burası aslında bizim ülkeden alışageldiğimiz öğrenci tarzı barlara benzeyen bir yer, ama adından da anlaşılabileceği gibi tam bir bira müzesi. Menüsünde bulunan yaklaşık 50 çeşit fıçı biradan seçeceğiniz tadım menülerinde çok eşsiz biralar tadabilirsiniz, ne seçeceğinizi menüden uzun uzun açıklamaları okuduktan sonra karar verseniz de insan hepsini denemek istiyor. Biz her vakit bulduğumuz akşam soluğu burada aldık. 10’lu bir tadım menüsü sizin seçtiğiniz içeceklere göre 350 çek kronu civarı tutuyor. (1.5 litre)

Biraz da detay…

Old Town Meydanı

Prag Gezi Rehberi’mizin ilk durağı tabii ki Old Town Meydanı. 1992’den beri UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunan Prag eski şehrinin merkezi olan bu meydan Prag’ın birçok simgesel yapısını da etrafında bulunduruyor. Wencelas Meydanı ile Charles Köprüsünün arasında yer alan eski şehir merkezinde Astronomik Saat Kulesi, Tyn Kilisesi gibi birçok simgesel yapıyı görebilirsiniz. Meydanda ayak üstü yöresel Çek yemekleri yiyebileceğiniz ve bira alabileceğiniz standlar da bulunmakta.

Astronomik Saat Kulesi

Prag Astronomik Saat Kulesi, Prag’ın en çok ilgi çeken turistik yerlerinin başında gelir. Bu saat dünyanın en eski üçüncü, şu anda aktif olarak çalışan en eski astronomik saat kulesi olarak bilinmektedir. Yapımı 1410 yılına uzanan aaat üzerindeki 12 saat dilimini 12 burcun sembolleri simgeler. Her saat başı çeşitli animasyonlarla ziyaretçilerin ilgisi her zaman üst seviyededir. Ayrıca kulenin tepesine çıkarak Prag’ın eski şehrinin manzarasını bir de buradan izleyebilirsiniz.

Tyn Kilisesi

Eski Şehir Meydanında bulunan en büyüleyici yapılardan biri ise Tyn Kilisesidir. Dışarıdan aşırı büyüleyici gözüken bu yapının içine girince o büyüleyiciliğini biraz yitirdiğini söyleyebiliriz, ancak özellikle akşam saatlerinde muhteşem ışıklandırmasıyla dışarıdan saatlerce bakılası bir görüntü oluşuyor. Büyüleyici gotik mimarisi ile 14. yüzyıldan beri Prag’ın ana kilisesi olan yapının kuleleri 80 metre uzunluğundadır.

Prag Kalesi

Prag Gezi Rehberi’nin en önemli noktalarından biri de Prag Kalesi. Tarihi 9. yüzyıla kadar uzanan Prag Kalesi ayrıca Çek Cumhuriyeti başkanının resmi ikametgah adresidir. Tarih boyunca, Bohemya Kırallarına, Roma İmparatorlarına ve Çek Cumhuriyeti başkanlarına ev sahipliği yapmıştır. Guinnes Rekorlar Kitabına göre 70.000 metre kare alanı ile birlikte Prag Kalesi dünyanın en büyük tarihi kalesidir. Yıllık 2 milyona yakın ziyaretçiye ev sahipliği yapan kale Prag ve Çek Cumhuriyetinin en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir. St. Vitus Katedrali, Eski Kraliyet Sarayı ve Altın Yol gibi yapılar Prag Kalesi kompleksi içerisinde yer almaktadır.

Ayrıca tarihle biraz ilgisiz ancak belki de dünyanın en güzel manzarasına sahip Starbucks’ı tam Prag Kalesinin girişinde bulunuyor, gitmişken bir soluklanıp o güzelim manzaraya karşı kahvenizi içmeniz önerilir.

St. Vitus Katedrali

Gotik mimarisi ile öne çıkan bir diğer yapı olan St. Vitus Katedrali, Çek Cumhuriyeti sınırları içerisindeki en büyük ve en önemli katedraldir. Yapımı 930 yılına kadar uzanan yapıda birçok Bohemya Kralının ve Roma İmparatorunun mezarı bulunur.

Charles Köprüsü

Tarihi Charles Köprüsü, Vlatva nehrinin iki yakasını birbirine bağlar ve Eski Şehir Meydanı ile Prag Kalesi arasında bir bağlantı görevi görür. Yapımına 1357 yılında başlanan köprünün tamamlanması 15. yüzyılın başlarını bulmuştur. Köprü üzerinde barok stilinde 30 adet heykel bulunmaktadır. Orijinal heykeller zamanla zarar görmemesi için replikaları ile değiştirilmiştir. Biz Türkler açısından dikkat çekici bir yanı da köprü üzerinde bulunan heykellerin biri bıyığı ve palası ile dikkat çeken ‘Zalim Osmanlı’ adıyla bilinen heykeldir.

Petrin Tepesi

Prag kalesinin komşu tepesi diyebileceğimiz Petrin tepesi 327 metre yüksekliği ile Prag’ın manzarasının en iyi izleneceği yerlerden biridir. Tepeye teleferik ile çıkılabileceği gibi yürüyüş sevenler için güzel yeşillik bir yoldan da çıkmak mümkün. Petrin Tepesi’nde Eyfel Kulesi’ne benzeyen 63.50 metre uzunluğunda mini bir gözlem kulesi de bulunur, buraya çıkarak manzarayı daha net bir şekilde izleyebilirsiniz. Tepede ayrıca birbirinden ilginç aynalarla kendinizin komikli halini görebileceğiniz Mirror Maze adında bir yerle St. Lawrance Katedrali ve bir de gözlemevi bulunmaktadır.

…ve Prag Gezi Rehberi’mizde bahsedemediğimiz daha birçokları. Prag gezinizde sizleri büyülemeyi bekliyor olacaklar. Bir sonraki seyahatimizde görüşmek üzere.

Prag’a farklı bir açıdan bakmak isterseniz bir de Kooplog’un Prag’da Gezilmesi Gereken Favori Yerler ve Mekanlar yazısını okumanızı öneririz.

Daha Fazla
Çek Cumhuriyeti

Ortaçağ Kaçamağı: Cesky Krumlov

Bu yazımızın konusu, Çek Cumhuriyeti’nde ortaçağdan beri bozulmamış ve UNESCO dünya mirasları koruma listesinde bulunan ufak bir kasaba. Prag’a yaklaşık 175 km uzaklıkta bulunan Cesky Krumlov’a uğramak istiyorsanız en ideali Orta Avrupa seyahatinizi bir gün uzatmak. Zira tek başına ‘Haydi Cesky’e gidelim diye bir program yaparsanız pek de dolu bir seyahat olmaz. Bir gün dedik ancak bu küçük kasabayı gezmek için yarım gün ziyadesiyle yeterli. Prag’dan gelip gidiyorsanız gününüzün geri kalanı zaten yolda geçecek, yarım günlük gezi için yaklaşık 400 km yol yapmaya değer mi diye sorabilirsiniz kendi kendinize. ‘Evet, kesinlikle değer.’

Cesky Krumlov Castle

Öncelikle buraya nasıl ulaşacağınızdan başlayalım. Eğer bir Orta Avrupa seyahati yapıyorsanız Orta Avrupa Tur Planı yazımızdaki gibi Çek Cumhuriyeti’nden Avusturya’ya geçerken veya tam tersi yolu yaparken arada uğrayabilirsiniz. Prag’dan gidip gelecekseniz, araba kiralamaya hiç gerek kalmadan otobüs veya tren gibi seçenekleriniz mevcut. Ancak tren tercihini yaparsanız yolculuğunuz hem daha uzun sürecek, hem de aktarma yapmanız gerekeceği için biraz daha zahmetli olacak. Bu nedenle trene de hiç gerek olmadığını söyleyebilirim. Otobüs için internette çeşitli firmalar karşınıza çıkabilir, benim önerebileceğim en iyi ve en uygun seçenek Flixbus. Flixbus, Avrupa genelinde otobüs yolculuğu yapabilmeniz için seçenekler sunan bir firma. Çek Cumhuriyeti’nde Leo Express adlı bir firma ile çalışıyorlar. Kaliteli otobüsler ile Cesky Krumlov’a yolculuğunuzu rahatlıkla gerçekleştirebiliyorsunuz. Bizim gidiş dönüş yolculuğumuz 15€ ‘a mal oldu.




Otobüs yolculuğu yaptığınızda kafanızı karıştırabilecek bir nokta da hangi durakta ineceğiniz. Cesky Krumlov ‘a geldiğinizde iki durak seçeneği çıkıyor karşınıza. Spicak ve ana otobüs terminali. Spicak şehrin üst tarafında kalan kaleye yakın olan otobüs durağı, ana otobüs terminali ise şehir merkezine daha yakın. Eğer günü birlik bir gezi yapıyorsanız ve yanınızda valiz vs. yoksa, kale biraz yukarıda kaldığı için seyahatinizi Spicak’ta inip kaleden başlayarak şehir merkezinde sonlandırmanızda fayda var. Ancak o kadar küçük bir yer ki hangi durakta inerseniz inin şehri gezmeniz sizi pek de yormayacak, zorlamayacak.

Peki Cesky Krumlov’da ne yapacaksınız? Nereleri görmeniz gerekiyor?

Aslında öyle uzun uzadıya şuraya gitmeniz gerek, buraya uğramadan dönmeyin demeyeceğim. Biz gezimize Cesky Krumlov kalesinden başladık. Burası tarihi 1240 yılına kadar uzanan bir yapı. Bohemya’nın ikinci, Avrupa’nın ise en büyük kalelerinden biri. Eğer doğru dönemde geldi iseniz kale içerisinde yapılan turlardan birine katılabilirsiniz, zira kış aylarında tur yapılmıyor. Diğer dönemlerde ise kalenin açık bölümlerini ve bahçelerini gezebilirsiniz. Kalede gezerken bir bölümde karşınıza ‘Lütfen ayıları beslemeyiniz.‘ gibi bir uyarı levhası çıkarsa şaşırmayın, kalenin bahçelerinde yaşayan ayılar halen orada duruyormuş. Korkmayın, görürseniz bile bir demir bariyerin arkasındaki bahçede olacakları için zararlı bir durum yok ortada.

img_7915

Kalede yapacağınız bir diğer aktivite ise gittiğinizde direk dikkatinizi cezbedecek kuleye çıkarak şehrin eşsiz manzarasını gözlemlemek. Kule her dönem açık (gittiğiniz aya bağlı olarak saatleri değişebiliyor) ve giriş ücreti 50 Çek Kronu. Avrupa’da her yerde çıkıp şehrin manzarasını görebileceğiniz bir kule olması klasik zaten. Bugüne kadar çıktığım kuleler ile karşılaştırınca çıkmak biraz daha kolay diyebilirim, sonunda göreceğiniz manzara ise eşsiz. O nedenle burayı es geçmemelisiniz.

img_7920

Kale ve kule gezinizi bitirdikten sonra kuleden gördüğünüz manzaraya doğru, yani Cesky Krumlov merkezine inebilirsiniz. Burada gezerken ara sokaklarda kendinizi kaybetmeye, Vlatva nehrinin kenarına çıkan çıkmaz sokaklarda kaybolmaya ve eşsiz manzaralara hazır olun. Cesky’de gezerken kendinizi en az birkaç  yüzyıl geçmişte gibi hisseceğiniz kesin. Şehir merkezinde görülecek yerlerin başında Eski Şehir Meydanı, Aziz Vitus Kilisesi ve Mestsky parkı bulunuyor. Ek olarak  şehirde birkaç sanat galerisi ve müze de bulunuyor. Vaktinize bağlı olarak buraları da programa ekleyebilirsiniz.

Kısa kısa notlar:

  • Şehir merkezinde bulabileceğiniz restoranlar genellikle turistik ve çok kaliteli olmadıkları için öyle ahım şahım bir restoran önerim yok. Yemek konusunda restoranları inceleyip hoşunuza giden bir yerde oturmanızı öneririm. Çek Cumhuriyeti’nde yerel restoranlarda sizi yoğun bir domuz eti ve sarımsak kokusu karşılayabilir, eğer koku ile ilgili sıkıntılarınız varsa pek rahat edemeyebilirsiniz.
  • Oturduğunuz restoranlarda, kafelerde garsonlar pek de kibar olmayabilir. İkliminden midir bilinmez ama yerel insanları biraz mutsuz gibi, gelen ziyaretçilere karşı da bu mutsuzluklarını yansıtmaktan çekinmiyorlar.
  • Eğer ilginizi çekiyorsa buranın yerel bira markası Eggenberg’in fabrikasını da gezmenizi öneririm. Çek Cumhuriyeti özellikle bira konusunda nam salmış bir ülke, çoğu küçük kasabanın kendi markaları bulunuyor. Eggenberg’in öyle çok özel bir yanı olduğunu söyleyemeyeceğim ancak eğer bira seviyorsanız gitmişken denemekte fayda var.

 

Daha Fazla