close

Tbt neydi? #tbt “soğuk ve yağmurlu kış gecelerinde yaza duyulan özlem”di… #tbt “belirsizliklerde geçmişin belirliliğinin güvenini hissetmek”ti… #tbt “geçmişte yaptıysam gelecekte bunun alasını yaparım ben”di. Yani “umut”tu…

Sevgili gezenkafa.com okuyucuları #tbt’yi 56 defa cümle içinde kullandıktan sonra 2016’nın son yazısı olan Gurur ve Önyargı adlı cruise yazımın devamına, yani Haiti-Jamaika ve Cozumel’i size anlatmaya geçebilirim.

Haiti

Aslında Haiti dendiğinde ben öz hakiki Haiti adasına gideceğimizi sanmıştım. Meğerse Royal Carribean’ın kendi adasına gidiyormuşuz. Yaklaşık 1,5 günü denizde geçirdikten sonra güneşli bir sabah karaya ayak basmak çok iyi geldi. Karaya ayak basmadan önce gemide uzun ve çok ciddiye alınan bir güvenlik / acil durum eğitiminden geçtik. Tek tek toplanma yerleri, can yelekleri, hangi işaretleri nasıl takip edeceğimiz tam bir Amerikan detayında defalarca net bir şekilde anlatıldı. Bu ayrıntıdan memnun olsam da kısa bir an okyanusun ortasında başıma bir şey gelse ne yaparım diye panik olmadım değil. Ama sakın siz bu satırları okurken panik olmayın, zira gemi değil adeta yüzer bir plaza olan Allure of The Seas’te başınıza bir şey gelmesi mümkün değil.




Gemiden indiğimizde güneşli ve bol yerel müzikli bir karşılama oldu. Özellikle benim yaptığım gibi belirli ülkelere gidiyorsanız mutlaka ekstra tur almanız gerekiyor. Gemilerin yanaştığı yerler maalesef Türkiye’deki Karaköy Limanı gibi değil, merkeze baya uzak yerler.

Haiti’de şnorkel turu almıştım. Benim gibi tur alanların toplandığı ve beklediği bir alan var. Gemiden inince yönlendirmeler ile oraya yürüdüm. Yaklaşık 10 dakilalık bir beklemeden sonra, bizi şnorkel ile dalacağımız yere götürmek üzere orta büyüklükte bir tekne geldi. Bu arada dalmak deyince aklınıza tüplü profesyonel dalış gelmesin, bildiğiniz şnorkeli ve paletleri dağıtıyorlar. Siz fazla açılmadan denizde takılıyorsunuz. Bu etkinlik yaklaşık 30-45 dk arası sürdü. Çok efsane bir şey gördüm mü hayır? Sonrada bizi aldıkları yere bıraktıklarında aslında adanın küçük olduğunu ve kolayca gezilebileceğini fark ettim. Özetle Travel Bakery der ki; “Ola ki böyle bir tura katıldınız, Haiti için ekstra tur almayın!”

Turdan sonra kendime şezlonglu bir koy buldum ve güneşlenip denizin keyfini çıkarttım. Deniz dalgalı ve mercanlı aslında. Aklınıza Bodrum-Fethiye gibi bizim billur koylarımız gelmesin. Ama yine de okyanusta yüzüyorum dedim mi dedim. (Gülücük)

Ada şirkete ait olduğu için yemek kısmını da orada açık büfe ile çözmüşler. Bir kuponunuz var ve onunla açık büfe alanından salata, et ve içki alabiliyorsunuz. Burada çok yerel bir yemek yediğimizi söyleyemem biraz daha Amerikan mutfağına yakın bol yağlı barbekü kafasındaydı.

Yemekten sonra adayı biraz daha gezip, hediyelik eşya dükkanlarını da gördükten sonra gemiye dönme saatimiz yaklaştığından limana geri yürüdüm. Ufak bir hatırlatma, her ne kadar ada şirketin olsa da yine de gümrük kuralları geçerli. Gemiye binerken çantalar didik didik tarandı ve denizden topladığımız garip kabuklular ile meyve vb yiyecekler gemiye alınmadı. Bunu aslında geminin sağlığını güvende tutmak için yapıyorlar. Zira gemiye binerken hepimiz tek tek pürel benzeri antibakteriyel sıvılarla temizlendirildik. Bence iyi de bir şey, sonra Hayalet Gemi filmindeki gibi okyanuslarda kaybolmayalım!

Jamaika

Gemimiz gün batımında limandan ayrıldı ve geceyi denizde geçirerek ertesi sabaha Jamaika’da uyandım. Balkonlu kabinde olmanın getirdiği artılardan biri de gemi ayrılırken ve yanaşırken bütün olayları rahatlıkla ve konforla izleyebiliyor olmanız.

Jamaika gerçekten Jamaika! Küba’nın az yanında, reggae’nin anavatanı ve Bob Marley’in doğduğu ülke. Zaten limandan şehre giderken bu dokuyu yoğun bir şekilde hissediyorsunuz.

Yine bir şnorkel turu beni bekliyordu. Açıkçası her liman için 50’den fazla ekstra tur alternatifiniz var. Burada turları kendi önceliğinize göre seçmeniz de önemli. Tarihi bir yeri görmek de isteyebilirsiniz, denizde dalmayı da…

Aracımız yaklaşık 45 dakikalık bir geziden sonra bizi bildiğiniz beyaz kumlu, bol güneşli, turkuaz denizli bir sahile bıraktı. Gerçekten sadece kumun beyazlığı ve denizin turkuazı vardı. İnanılmaz bir his! Ordan özel teknelerde dalacağımız yere doğru açıldık. Sonra yine şnorkel ve palet dağıtımı ve hoop güzelim deniz. Denizin dibi gerçekten çok berrak ve değişik balıklar var. Ilık bir deniz, hiç üşümüyorsunuz. Aman tanrım diyeceğiniz bir durum yok ama en azından Jamaika’da denize girdim dersiniz o açıdan bakın. Ancak bundan sonrası benim için çok acı verici oldu çünkü bir deniz anası ya da anaları tarafından ısırıldım. Ben bir ada kızı olarak yüzmeye başladığımdan beri arkadaşlarımın üzerine su atmak olsun, onları kuma gömmek gibi deneyler olsun hepsini yaparım. Ama bu bambaşka bir şeydi. Böyle bir acı, böyle bir yanma hiç yaşamadım. Hem kolum hem de göbeğim ısırıldığından çığlık çığlığa yardım istedim (tabii tekneye çıkana kadar ne ısırdığını da bilmediğim için sıkıntı büyük), teknede hemen ilaç sürüldü ve o hain denizanası’nın ısırdığı yerler belli oldu. Sonrası benim için o günlük deniz sevdasının bitmesi demekti maalesef.

Öğlen yemeği teknede sıcak bir börek ile geçti. Kişi başı 2 adet, sanırım yerel bir börek yedik. Tekne turu bitince de bizi özel bir limana götürdüler. Burası aslında indiğimiz yer değildi ama neden geldiğimizi sonradan anladım. İsteyenler için pırlanta ve saat mağazalarından alışveriş zamanıymış meğer. Sanırım bu kadar büyük karatlarda, bu kadar parlak taşları bir arada bir daha zor görürüm. Çok ilgimi çekmediğinden genel bir iki mağazaya baktıktan sonra oradan ayrıldım.

Burası için önereceğim tek şey Jamaika kahvesi almanız. Ben filtre mi french press mi bilemediğimden çekirdek kahve aldım… Blue Mountain oranın yerel ve iyi kahvelerinden. Orta seviyede aromatik bir kahveydi.

Cozumel

Gelelim en güzeline…

Meksika hem ülke olarak hem de mutfak olarak çok saygı duyduğum bir yerdir. Bu sebeple Cozumel çok hevesle beklediğim bir liman oldu doğal olarak. Burada hava biraz daha kapalıydı diğer günlere göre. (Zaten gemi ile Miami’ye dönüşte efsane bir yağmur vardı, muhteşem bir doğa izledim.)

Burada daha farklı bir şeyler yapmak isteğiyle su kaplumbağaları ile yüzmek istedik. Önce limandan deniz otobüsü gibi bir araca bindik ve Cozumel Adası’na geçtik. Oradan da minibüsler ile dağıldık. Su kaplumbağaları çok hassas bir konu. Yolda durmadan tembihlendik, fotoğraf yasak, dokunmak yasak, dürtmek(!) yasak vs… Sessiz sakin üstlerinden yüzeceksiniz diye. Zaten o kadar tatlış ve o kadar narinler ki insan o söylenenlerin hiçbirini yapmaz zaten, yapmamalı da.

Minibüsler bizi doğal yaşam parkı gibi bir alana getirdi. Ağaçlar, bahçeler her şey çok yeşil ve çok güzel. Durmadan fotoğraf çekmek istiyorsunuz. Buraları görünce ileride tekrardan Meksika’ya gelmem gerektiğine karar verdim.

Burada denize girmeden önce yine açık büfe ama tam anlamıylayerel bir menüden oluşan öğlen yemeğimizi yedik: meksika fasulyesi – guacamole sos – etler – acı soslar  vs muhteşemdi her şey.

Yine Jamaika gibi bembeyaz kumlar, denizde biraz takılmaca derken minnoş kaplumbağalar ile yüzme zamanı geldi. Gruplara ayrılarak denize girdik, burada her gruba eşlik eden rehberler var ve onları çok dikkatlice dinleyip sessiz sessiz yüzerseniz denizin altında 5-6 tane büyük 1-2 tane de küçük su kaplumbağalarını görebilirsiniz. Bazıları denizin dibinden yanınıza gelip sizi geçip su üstüne çıkıp 2 saniye dışarıda kalıp tekrar dalabiliyor. Kendi hallerinde yüzüyorlar ve gerçekten bir mucizeye tanıklık ediyorsunuz o sırada…Kendi doğal ortamlarında tamamen onların hayatları öncelikli olacak şekilde organize ediliyor her şey. Beni en çok etkileyen deneyimlerden biri oldu bu.

Liman civarında pek çok bar var ve çeşit çeşit margarita yapıyorlar. Seviyorsanız mutlaka deneyin. Ben bayıldım.

Özetle ben bol denize girmeli ekstra turlar seçerek tatilimi sonlandırdım. Siz gittiğiniz arkadaş grupları, ilgi alanlarınıza ve o anki modunuza göre çeşitlendirebilirsiniz. Bu arada hiç tur almayıp gemide kalmak da bir opsiyon olabilir ama çok tavsiye etmem.

Kendinize yeni tbt’ler keşfetmeniz dileği ile!

Tags : allure of the seascozumelcruisecruise gezisicruise rehbericruise seyahat ipuçlarıcruise seyahat rehberihaitijamaicameksikaroyal carribean
travelbakery

The author travelbakery

Leave a Response

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.